Bir üniversite hocası sınıfta ödev dağıtmak ister. Elinde tuttuğu ödev sorularını havaya kaldırarak ödevi kimin almak istediğini sorar. 70 kişilik sınıfta sadece 5 kişi el kaldırmıştır. Hoca aslında şaşırdığını bu kadar fazla el kalkmasını beklemediğini söyler. Kararsız kalmıştır. Tam ödevi kime ve nasıl vereceğini düşünürken orta sırada elini kaldırmış olan öğrencilerden biri “hocam lütfen ben alabilir miyim?” diye seslenir. Hoca peki der ve birkaç adım atarak ödevi o öğrenciye verir.
Hayatta bir şey olmasını istiyorsan diğerlerinden daha fazla istemelisin. Sadece kendi iç sesinle istemen hayatında hiçbir şeyi değiştirmez. Birçok yerde istememize rağmen sesimizi çıkaramıyoruz..konuşmaya, söylemeye üşeniyoruz..öğrenciler parmağını kaldırıyor hoca ile göz göze geldiğinde ya elini ağzına götürüyor ya da kafasını kaşırmış gibi yapıyor veya saçıyla oynuyor.
Bir şeyi daha fazla istediğini karşındakine beden dilinle ve ses tonunla göstermelisin. Bunu başkalarının anlayabilmesi beden dili ve ses tonunu bilgin ile birleştirmelisin. Bir konuda bilgin yoksa konuşmaya çalışman bir işe yaramaz. Çünkü her koşulda sadece bildiklerini anlatırsın. Bu gösterdiğin davranış senin her gün sıradan yaptığın işlerden biri değil kendini değiştirerek ve zorlayarak yaptığın bir hareket veya davranış olmalı.

Öyleyse bugün yeni bir şey öğren bunu yüksek sesle ve doğru bir beden duruşu ile en yakınındaki kişiye anlat. Dene, başarılı olursan bu davranışın sayısını arttır ve tekrarla.

Uzm. Klinik Psikolog Erkan ÇİFTE

erkan.cifte@ikussu.com